26. Avrasya Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Prof. Dr. İlber Ortaylı “Son depremde kabahat mühendislerde değildir, organizatörlerdedir. Bunun da bilinmesinde fayda var. Mühendisliğin başarısı ayakta kalan binalarda, en başta Mimar ve Mühendis Odalarının deprem bölgesindeki binalarının ayakta durmasından bellidir. Türk mühendislik ve inşaat firmalarının başarısı açıkça ortadadır. Demek ki mesele dahildeki organizasyonda ve denetim meselesinde değerlendirilmelidir” dedi.
Tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, 26. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne katıldı. Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen zirvede Ortaylı ‘Türkiye Cumhuriyeti 100 Yaşında’ başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Sputnik News Türkçe yazarı Burcu Okutan‘ın yazısında aktardığına göre; Ortaylı “Harf devrimi yeni Türkiye’nin ve idareci kadronun hatta bazılarının belirttiği gibi Mustafa Kemal Paşa’nın aklına gelen bir hikaye değildir. Kökleri Türk dünyasında çoktan beridir tartışılmaktadır. Bazı yolları beraber yürüdüğümüz, neticesine beraber katlandığımız, sıkıntıları yanında meyvesini de beraber devşirdiğimiz açıktır” diye konuştu.
Türkiye’nin 2. Dünya Savaşı’ndaki konumundan ve politikasından bahseden Ortaylı, dedi.
“Türkiye Soğuk Harp havasında dahi ABD, İspanya ve Britanya’nın anti-Küba politikasını takip etmedi”
“Türkiye’nin 100 yıllık tarihinde bu tecrübeyi her zaman görmek mümkündür” ifadelerini kullanan Ortaylı şöyle konuştu:
“Soğuk Harbin havası içerisinde dahi. Hiçbir zaman ABD’nin hatta ana ülke olan İspanya’nın ve Britanya’nın anti-Küba politikasını takip etmediler. Küba’yı her zaman tanıdık, her zaman burada büyükelçiliği vardı. Son depremde gelen ekiplerin hepsine müteşekkiriz. Bu şükran duygularımız şüphesiz ki kardeş cumhuriyetten gelen Azerbaycan başta olmak üzere, siyasi, diplomatik gerilim içerisinde olduğumuz Yunanistan ile devam etti. Yunanistan Afet Bakanı dahi büyükelçiliğimize yerleşmiş ve yardım harekatını buradan idare etmiştir. Bu güzel bir görüştür. İkinci Harp’te kendimiz sıkıntı çektiğimiz halde Atina’ya elimizden geldiği kadar kağnı yolladık.
Balkanlarda savaşın elektriklendiği zamanda bile böyle yatıştırılması bir cumhuri tedbirdir. Genç cumhuriyetlere yakışmayacak bir itidaldir. Arkasındaki uzun diplomatik mirasımız rol oynuyor. Biz bu hava içerisinde NATO’ya girdik. NATO bizim için bir medeniyet değiştirmedir, organizasyonu geliştirme aygıtı olarak görülüyordu. Bunlar naif duygular değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği NATO ile sağlanmıyor. Bizim için hızlandırıcı oldu. Herhalde güvenliğimiz bunun ötesindedir.”
“İktisadi gelişmemiz ne bu partinin ne şu partinin eseridir”
Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik gelişmelerini de yorumlayan Ortaylı “Şunu söylemek gerekiyor; iktisadi gelişmemiz ne bu partinin ne şu partinin eseridir. 30 yılın eseri değildir. İktisadi gelişmelerimiz uzun bir reforma dayanan, bütün bölgeden beslenen ilim ve sanat hayatımızın içinde bulunduğumuz etnik camiamızla olan ilişkilerimizin bir sonucudur. Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra Kafkasya’dan, Azerbaycan’dan gelen sanatçıların, bilim adamları ve matematikçilerin bile katkısı görülmüştür” ifadelerini kullandı.
“Son depremde kabahat mühendislerde değildir, organizatörlerdedir”
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlere de değinen Ortaylı “Sağlık sorunlarında büyük aşamalar kaydettik. Mühendislikte aşamalar kaydettik. Son depremde kabahat mühendislerde değildir, organizatörlerdedir. Bunun da bilinmesinde fayda var. Mühendisliğin başarısı ayakta kalan binalarda, en başta Mimar ve Mühendis Odalarının deprem bölgesindeki binalarının ayakta durmasından bellidir. Ama organizasyonumuzda sakatlık vardır. Bunun daha fazla yayılmadan halledilmesi gerekiyor. Dünyada yeniden inşa memleketlerde, Sovyetler Birliği’nde ve hatta Avrupa’da Türk mühendislik ve inşaat firmalarının başarısı açıkça ortadadır. Demek ki mesele dahildeki organizasyonda ve denetim meselesinde değerlendirilmelidir” dedi.